Thursday, September 07, 2006

 
ARSEN LUPEN, KAPTAN COOK VE ANNEM
Merhaba

Baslik ilginc gelebilir. Hatta ne alaka? diyebilirsiniz. Oyle ya, Arsen Lupen sosyeteyi ve ozellikle de mucevheri bol olan zenginleri soyan kibar bir hirsiz, Kaptan James Cook ise yuzlerce yil once ceviz kabugu misali gemilerle yelken acip dunyanin obur ucuna kadar giderek Yeni Zellanda'yi, Avustralya'yi kesfeden cesur bir denizci. Dogal olarak ne kendi aralarinda, ne de annemle bir baglari yok gibi gorunuyor. Oysa var:
Soyle bir gozunuzde canlandirin: Yil 1963. Istanbul'da kar yagiyor. Hava ikindiden kararmis. O zamanlar Bogazici kopruleri yok, iki yaka arasinda tek ulasim komurlu vapurlar. Gece son vapuru kacirdiniz mi is bitti. Artik ya o kiyida oturan bir tanidigin evine davetsiz yatili misafir olacaksiniz, ya da sabaha kadar iskelede uyuyacaksiniz. Bu arada o zamanlar her yuz evden sadece birinde telefon oldugu icin oyle arayip: "Alo ben gelemiyorum, vapuru kacirdim" deme sansiniz da yok.
Iste o gece kardesimle cam kenarinda bir yandan disarida savrularak yagan kari seyrederken bir yandan da annemizin isten donmesini bekliyorduk. Annem hemen her gece ayni vapurla doner, ayni saatte elinde filelerle yokusun basinda beliriverirdi. Evden deniz gozukuyordu. Oysa o gece iskeleye yanasan her zamanki vapurundan cikmamisti. Bir gecikme oldugunu dusunmustuk. Bir sonraki vapurdan da cikmadi. Ozellikle kis mevsimleri alismistik gec gelmelerine. Bu arada radyo siddetli kar yagisindan dolayi vapur seferlerinin gecikmeli olarak yapildigini duyurmustu. Disarida kar yarim metreyi bulmustu. "Belki bir sonraki vapurla gelir, yok digeriyle gelir" derken annem o gece son vapurla da gelemedi. Iskeleden cikip, tipiden zor gorulen yokusa soluk soluga tirmanan insanlar arasinda yoktu annemiz.
O gece kardesimle cam kenarinda sabahladik. Hani olur ya..??.Bir umut? Oysa Bogazici kopruleri o zamanlar henuz insa edilmemisti. Bu nedenle hic bir sansimiz yoktu. Ve ne yazik annemiz gelmemisti. Ertesi aksama kadar merak ve heyecan icinde bekledik. Calistigi evde telefon olsa bile, bizde, ya da komsulara yoktu o zamanlar. (Annem 1960 da baglatmak icin basvurmus, telefon alma sirasi 1973 de gelmisti. Tam on uc sene). Ertesi aksam yorgun ve bitik bir halde yokusun basinda beliriverdi annem. Bir gece once gelemeyisinin nedenini merak ediyorduk. Ne olmustu? Hastalanmis miydi? Vapuru mu kacirmisti? Basina kotu bir sey mi gelmisti? Yanit hicbirisi degildi: Calistigi evin bizimle yasit olan cocugu kutuphanesindeki kitaplari ese, dosta dagitip yerine yeni kitaplar almayi planlamis, o kitaplardan bazilarini da bize getirmek uzere anneme vermeyi kararlastirmisti. Kitapliktaki piril piril ciltli kitaplarin bizi nasil mutlu edecegini bilen annem olur da baska biri alir gider diye o karli gece kitaplari kimseye kaptirmadan alip bize getirmeyi kararlastirmisti. Oysa evin cocugu biraz da hava muhalefetinden olacak henuz gittigi arkadas ziyaretinden donememisti. Bu durumda annem isi sansa birakmayip onu beklemeye karar vermisti. Cocuk eve donup, bizim icin ayirdigi kitaplari verince annem ok gibi firlayip iskeleye kosmus ve son vapurun on dakika once kalktigini ogrenmisti. O tipide Nisantasi'na geri donemezdi. Gece yarisi kar yarim metreyi bulmustu. Gidecek baska bir yeri de olmadigi icin kucaginda kitaplar buz gibi iskeledeki tahta kanepelerde uyuklayip ertesi gun tekrar is yerine gitmis, aksam oldugunda bir kucak dolusu guzelim kitapla eve donmustu.
Divanin uzerine yaydigimiz kitaplari buyuk bir mutlulukla seyretmistik. En cok da nefis bez cilde sahip olan iki tanesine bayilmistik. Hayli de kalindi bu kitaplar. Biri Arsen Lupen, digeri Kaptan James Cook'un Kesifleri. O geceyi hic unutamam. Aradan kirk alti sene gecti. Annemin o karli gece son vapurdan da cikmayisi ardindan yasadigimiz korkuyu ve ertesi gun kucaginda kitaplarla geldigi zamanki mutlulugumuz aklima kazindi. Ben sizlere bunlari yazarken annem yanimdaki kanepede masum bir cocuk gibi oturuyor. Simdilerde seksen alti yasinda ve pek cok yasiti gibi artik cocukluga dondu. Ona bir opucuk konduruyor ve sizlere sevdiklerinizle mutlu, saglikli bir yasam diliyorum. Mehmet Ünver





<< Home

This page is powered by Blogger. Isn't yours?

Site Ekle Add to Google